Günümüz iş dünyasını düşündüğümüzde şirket kültürlerinde eşitlik, çeşitlilik, kapsayıcılık ve farklılıklardan beslenmek gibi söylemlerin arttığını rahatça söyleyebiliriz. Şirket kültürü söz konusu olunca bu denli kapsayıcı ve açık olan şirketler işe alım süreçlerini de aynı eşitlik düzleminde değerlendiriyor mu dersiniz? 

Bu sorunun cevabını vermeden önce işe alımda eşitlik kavramının neden önemli olduğuna göz atalım. 

İşe alım şirketlerin stratejileri ve aranılan pozisyon doğrultusunda doğru adayın şirkete katılmasını hedefler. Doğru aday ise teknik bilgi ve yetkinlikleri ile şirket kültürüne en uyumlu olabilecek adayı işaret eder. Fakat her birimizin istemsizce geliştirmiş olduğumuz kimi ön yargılarımız bazen doğru adayı göz ardı etmemize neden olabilir. 

Bu noktada karşımıza kör işe alım (blind hiring) çıkıyor. 

Kör İşe Alım (Blind Hiring) Nedir?

1980 yılında Münih Filarmoni Orkestrası seçimleri yapılıyor, seçmelere jürilerden birinin oğlunun da katılacak olması nedeniyle -ayrımcılık yapmamak amacıyla- ilk kez jüri ile sanatçılar arasına perde konularak gerçekleşiyor.  Seçmelere katılan trombon sanatçısı Abbie Conant’ı duyan jüri aradıkları kişiyi bulduklarını düşünüyorlar fakat sonra Abbie’nin bir kadın olması ve bir erkekten daha iyi trombon çalmasının mümkün olmadığının düşünülmesi nedeniyle cinsiyet ayrımcılığı yapmaları ile sonuçlanıyor. Abbie daha kötü bir pozisyonda işe alınıyor ve diğer erkek çalışma arkadaşlarına göre daha az ücrete tabii tutuluyor. Bu ayrımcılıktan sonra Abbie orkestraya dava açıyor ve yıllar sonra da olsa davayı kazanıyor. Bu olay ise kör işe alımın başlangıcı olarak kabul ediliyor.  

Günümüzde ise Kör İşe alım, bir adayın ismi, cinsiyeti, etnik kökeni, fotoğrafı gibi kim olduğunu belli edebilecek tüm özelliklerinin gizlenerek işe alım sürecine dahil olmasını ve bu özellikleri göz ardı ederek objektif bir işe alım süreci kurulmasını ifade ediyor. 

Bu yöntemde, değerlendirmeler ve kararlar, adayın yeterlilikleri, yetenekleri ve deneyimleri üzerinden yapılıyor ve kişisel bilgiler göz ardı ediliyor.

Kör İşe Alımın Şirketler İçin avantajları Nelerdir?

Kör işe alım, işe alım sürecindeki önyargıları en aza indirir. Adayların yaşı, cinsiyeti veya etnik kökeni gibi faktörler yerine, beceri ve yetenekleri ön plana çıkarılır.

Ayrıca, kariyer olanakları konusundaki eşitsizlikleri azaltarak, şirket içinde daha fazla çeşitlilik oluşturur. Farklı geçmişlere sahip çalışanlar, şirketin inovasyon ve performansını artırabilir.

Şirketin toplumsal sorumluluğunu artırır ve şirketin itibarını güçlendirir. Adil bir işe alım süreci, sadece içerideki çalışanlara değil, aynı zamanda dışarıdaki müşterilere ve ortaklara da güven verir.

Uygulama ve İpuçları:

Anonim Başvuru Süreçleri: Adayların kişisel bilgilerini içermeyen anonim başvuru süreçleri oluşturun. Bu, değerlendirmelerin objektif olmasını sağlar.

Çoklu Değerlendirme: Birden fazla kişinin adayları değerlendirmesi, öznel görüşleri azaltabilir ve daha nesnel bir değerlendirme sağlayabilir.

Eğitim: İşe alım ekiplerine, kör işe alımın önemini ve nasıl uygulanacağını anlatan eğitimler verin. Gelin, bu eğitimleri birlikte tasarlayalım. 

Sonuç olarak bütün bu olay örgüleri dahilinde günümüzde şirketlerin daha adil ve eşit işe alım yapmasının önünde biraz daha yol olduğunu rahatça söyleyebiliriz. Bu noktada kör işe alımı daha adil, çeşitli ve eşitlikçi bir çalışma ortamı oluştururken bir araç olarak kullanabileceğimizi unutmamalıyız. 

Bu yöntem, sadece adaylara fırsat eşitliği sağlamakla kalmaz, aynı zamanda şirketlerin inovasyon, performans ve toplumsal sorumluluk açısından daha güçlü hale gelmelerine katkıda bulunur. Eğer siz de şirketinizin bu değerleri benimsediğinden eminseniz, kör işe alımı düşünerek daha adil bir iş dünyası inşa etmeye katkıda bulunabilirsiniz.